BEYİN TÜMÖRÜNE GELECEK PERSPEKTİFİ

Beyin Tümörü Kök Hücre- Tümör Aşısı – Nanoterapi
Kök Hücreler Embriyonik veya mezenkimal olarak adlandırılan ve belirli dokularda hemostazda rol oynayan hücreler uzun süredir tanınmaktadır. Kendini yenileyen bu hücrelere günümüzde kök hücre adı verilmektedir. Kendilerine özgü bir biyolojiye sahip, uzmanlaşmamış hücrelerdir. Doku gelişimi, hemostaz ve farklı hücre tipleri arasındaki organizasyonda görev alırlar. Asimetrik olarak bölünürler ve bu, kendi kendini yenilemeye ve daha uzun istikrar dönemlerine (kendini yenileme) izin verir. Belirli uyaranlarla (pluripotency) özelleşmiş hücrelere dönüştürülebilirler. Ayrıca organizmalar için fizyolojik düzenleyici mekanizmalara (düzenlenebilirlik) sahiptirler. Bu üç ana özellik (kendini yenileme, pluripotens, düzenlenebilirlik) organizmaların ‘normal’ kök hücrelerini belirler. Bu hücreler düzenli olarak bölünerek dokuları yeniler ve normal seyrinde apoptoza doğru ilerleyen hücrelerin yerini alırlar. Parakrinler ve otokrin sitokinler aracılığıyla hem diğer doku gruplarına hem de bağışıklık sistemine bağlanırlar.

Glial Tümör Kök Hücreleri-Beyin Tümörü Kök Hücreleri Tümör kök hücreleri pediatrik ve erişkin beyin tümörlerinde tanımlanmıştır. Çalışmalar, pediatrik popülasyondaki medullablastoma ve yetişkin beynindeki gliablastoma üzerinde yoğunlaşmıştır. Glial tümör kök hücresi, Glioma Kök Hücresi (GSC) ve Beyin Tümörü Kök Hücresi (BTSC) terimleri birbirinin yerine kullanılmaktadır. Glioma kök hücreleri, normal embriyonik kök hücrelerin transformasyonu veya progenitör hücrelerin anormal bir şekilde kök hücre düzeyine dönüşmesi ile ortaya çıkabilir. Buna neden olan nedenler, pH, hipoksi, parakrin ve otokrin sitokinlerdeki değişiklikler ve mikroglial yanıtın oluşturduğu genetik mutasyonların zaman içinde birikmesi olarak gösterilmektedir.

Beyin Tümörü Kök Hücre ve Tedavisi
Radyoterapiyi takiben, malign gliomalar içindeki CD133+ (Beyin Tümörü Kök Hücre belirteci) hücrelerinin yüzdesi belirgin şekilde artar. Bu yüzde, tümör hücrelerinin radyasyon nedeniyle ortadan kaldırılmasına veya radyasyon direncine bağlı olarak hayatta kalmalarına bağlıdır. BTSC’lerin radyasyona bağlı DNA hasarını onarma yeteneği, glioma tümör kültürlerinde gösterilmiştir. Ayrıca konvansiyonel kemoterapötik ajanlar, kanser hücresi klonlarının son hali üzerinde yapılan çalışmalardan üretilmektedir.

İmmünoterapi:
Gliablastome için immünoterapi, kök hücrenin otofajisini aktive eden sinyal yollarını ve niş aktivitelerini, kök hücreye dayalı immün ve viral tedaviyi içerir. Bağışıklık sistemi, kök hücreye veya küçük bir kök hücre yapısına, plazma zarına karşı uyarılır. Aktif ve pasif immünoterapiler olmak üzere iki tip immünoterapi kullanılabilir. Her ikisi de spesifik veya spesifik olmayabilir. Spesifik olmayan immünoterapiler, genel bir bağışıklık tepkisini indüklerken, spesifik immünoterapiler, spesifik bir antijenle belirli bir immün tepkiyi indükler. Aktif immünoterapi, kanser aşıları, hücresel immünoterapi gibi tümör kök hücresinin bir kısmı ile konakçının bağışıklık sistemini harekete geçiren anlamına gelir. Pasif immünoterapide, konak immün yanıtı, harici antikorlar veya monoklonal antikorlar, Sitokinler gibi diğer immün bileşenler tarafından başlatılır. Bunlar genellikle laboratuvardan üretilir.

Gen Tedavisi:
Diğer bir modalite ise gen tedavisidir. Gen terapisinin amacı, tümör hücrelerini de yok etmek için bir bağışıklık tepkisi oluşturmaktır. Gen terapisi bağlamında, antitümör tepkisi, virüsün hücre tahribatına ve yerel çevreden sistemik bir bağışıklık tepkisinin indüklenmesine bağlıdır.

Viral olmayan Vektörler ve viral vektörler bu amaç için kullanılabilir. Tümör kök hücresine uygulanan viral olmayan gen transfeksiyonu ve ekspresyon teknikleri genel olarak fiziksel (örn. elektroporasyon) ve kimyasal (örn. lipofeksiyon) olarak kategorize edilebilir. Çok sayıda gen tümör kök hücresine aktarılmaya çalışılır.

Nanoteknoloji:
Kanser tedavisi için nanometre boyutlu parçacıklara (nanoteknoloji) dayalı yeni teknolojilerin geliştirilmesi, son on yılda kapsamlı bir şekilde araştırılmıştır ve bu yaklaşım, glioma tanı ve tedavisi için potansiyel fayda göstermektedir. Gliablastoma’yı hedeflemek için nanoterapilerin kullanıldığı birkaç klinik çalışma yapılmıştır. Bu bölüm gliablastomdaki nanometre büyüklüğündeki partiküllere odaklanarak nanoteknoloji hakkında kısa bilgiler vermeyi amaçlamaktadır.

GBM için özgüllüğe sahip proteinleri keşfetmeye yönelik alternatif bir yaklaşım, hem kök hücre parçalarını hem de hedef dokuya taşıma ekipmanını kullanabilen nanokorlar kullanılarak sunulmaktadır.

Daha fazla bilgi için…
1. Beyin Tümörleri ve Gelecekteki Tedavi Seçenekleri .Dündar T. T.
içinde: Gerçek dünya problemlerinin matematiksel modellemesi: uygulamalı matematikte disiplinler arası çalışmalar, Enrico Feoli,Abu H Siddiqi,Zafer Aslan,Funda Dökmen, Editör, NOVA Science Publishers Inc. , New-York, s.221-229, 2019

2. http://www.remedypublications.com/open-access/brain-tumor-stem-cells-and-new-therapeutic-options-5363.pdf